Ana içeriğe atla

Emoji'nin Sosyal Medya Kimliği Üzerine Etkisi

       Yüz yüze iletişim kurmadan sosyal olduğumuz alan, sosyal medya. Yaklaşık yirmi yıldır hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olduğunu inkâr etmemek gerekir. Bu alanda ses tonu, jest ve mimiklerimizi kullanamadığımızdan iletişim eksik kalıyor. Tam da bu eksikliği giderebilmek için üretilmiş bir kavram emoji. Ses tonu, jest ve mimiklerimiz sosyal hayatta bizim kimliğimizi oluşturuyor. Cümleyi söyleyiş şeklimiz yahut o an kullanılan mimik övgü, yergi yahut kinaye olduğunu belirtiyor. Sosyal medyada bu konuyla ilgili iletişim kurmak biraz daha komplike. Yüz yüze iletişimde söylediğimiz cümlelerin anlamını belirleyen ses tonu ve mimiklerimizdir. Yazılı iletişimde anlambilimsel(semantik) ve yapıbilimsel(sentaks) belirler, bu kurallar sözlü iletişim biçiminde yoktur. İletişimin gerçek anlamını veren bu öğelere prozodi denir. Birçok kişi tarafından emoji kullanılmadığında tepkisiz yahut kızgınmışsınız gibi algılanabiliyor. Bu yüzden başarılı bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. 

Ses tonu ve mimik kültürünü gözlemleyebilmek için İlk Çağ'a gidemesek de evrensel olduğunu biliyoruz. Dünyanın neresinde olursanız olun gülümsemek her zaman olumlu bir anlam barındırırken, iğrenme yahut öfke ifadesi de evrenseldir. Amerika, Afrika, Asya Kıtası fark etmeksizin ses tonu ve mimiklerimiz aynı anlama tekabül ediyor. Bu sebeple iletişimde ses tonu ve mimiklerin,  kelimelerden üstünlüğü vardır.
Günümüz emojilerini incelediğimizde sadece duygu değil zihinde yeni kalıplar  oluşturduğunu gözlemliyorum. Her geçen yıl emojilere güncelleme geliyor. Her meslek grubu ve bu grubu kadın-erkek olarak tasarlanmasının yanı sıra farklı inanç grubundan simge ve kişi emojisi, beyaz ve siyah ırktan kişi emojileri gibi evrenselleşme düşüncesinin oluşmasına bir zemin hazırlıyor. Çağımız üşengeçlik çağı ve yazmak,okumayı nasıl daha pratik yapabiliriz düsturuyla hareket eden bir nesil için, duyguları ifadeden ziyade bir dil yerini alacağı aşikâr. 
Kimliğimizin bir parçasını duygularımız, üslubumuz oluşturuyor. Sosyal medyada duygumuzu, üslubumuzu emojilerle yansıtmaya çalışıyoruz. Bunun bize bir kolaylık sağladığı gerçek. Ancak yüz yüze iletişim, bütünüyle daha gerçek bir iletişim biçimidir. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her Yaşın Acemisiyim

                  Dünya büyüktür benden, her yaşın acemisiyim. Küçücüktür dünya ben her yaşın acemisiyim. İnsanın elinde, sahip olduğu yegâne şey yaşamdır. İçine doğduğum aile tanımladı beni, içine doğduğum ülkenin insanıyım ben. Sıkışmışlık arasında. Kök salacakken hayata, kök salacak toprağımı aradım. Misafir olduğum bu diyarda, köklerimi salmalı mıydım? Her yaşımda bana dünya farklı görünürdü. Küçük bir kızken neşeyle bakardım. Renklerle bezenmiş bir yerdi. Okullu bir kızken arkadaşlık ilişkileri demekti. Ergenliğimde mutlu olmak demekti. Her yaşın acemisiyim, ben nereden bileceğim? Üniversiteliyken arayış çağımdı. Daha çok toy ve saf duygularını muhafaza edebilmiş bir kız. Ben dünyayı anlamamışım...Satırlarda ve düşüncelerde aradım kendimi. Nesnelerde, mekanlarda. Yeri geldi sığamadım kitaplara. Rüzgar yüzüme çarparken, yağmurlar boşanırken bedenimin üstünden, koşardım ben dünyaya. Ömrümü heba edecek olma korkusundan kaçardım. Bazen yaşıt...

Uğruna Yaşamak

            İnsanı insan yapan nedir? İnsan nerede insanlaşır? Yeryüzündeki canlılar arasında farklılığımız nasıl ayırt edilir? Sahip olduğumuz en değerli şey nedir? Değer nedir?  Yazıma bu sorularla başlıyorum. Önce bu soruların zihnimizde bir cevabının olması gerekiyor. Temel ihtiyaçlarımız beslenmek, uyumak, barınmak... Peki bunlar bizi biz yapmaya yeter mi?   Duygularını, düşüncelerini, arzularını ifade edebilmek için dil denilen bir kavram üreten insan. Mağaranın duvarlarına resim çizerek "Ben buradayım ben de yaşadım!" düşüncesi, varolma arzusunu taşıyan insan değil de kimdir? İnsanı insan yapan, anlam değil midir? Sahip olduğumuz en önemli şey yaşamdır. Bebeklikten çocukluğa oradan gençliğe sonra yetişkinlik ve ardından yaşlılık. Yaşam önemli çünkü yaşadığımız hayat biziz. Bizim kim olduğumuzu belirleyen nasıl bir hayat yaşadığımızdır. Düşünebilmek ve düşünce üretebilmek insana hastır.  Şikâyet etmek ancak acizlere aittir. Bizi k...

İnsan Ne Zaman Olgunlaşır?

        T oplum nezdinde sıkça kullanılan bir kavram vardır: Olgunluk. 20'leri bitirip 30'a geçince insanlarca öyle tanımlanırsınız. "40 yaşına gelmiş hâlâ nasıl davranıyor?" dediğimiz nice insanlar vardır. Olgunluğu yaşa ve yaşanmışlıklara atfederiz. Oysa ki durum çok farklıdır. İnsan, 20'lerinde de olgunlaşabilir, 40'larında ergen düzeyde kalabilir. Hatta hayatı boyunca hiç olgunlaşamayabilir de. Nerede büyümeye başlar insan? Zihinsel olgunlaşma insana ne katar? Neleri götürür? Dünyayı yeni deneyimlemeye başladığımız dönemde yani çocukluk döneminde her şey çok saftır. İsteklerimizin gerçekleşeceğini düşünür, olayların perde arkalarını gözlemleyemeyiz. Gençlikte ise sadece "bugün" vardır. O anı güzel geçirmek, eğlenmek, haz almak... Çok kez de duygusal olarak değerlendiririz hayatı. Zorlukları görmeden ve deneyimlere kucak açmadan olgunlaşmak mümkün değildir. Nasıl olgunlaşacağınızın tarifini bulamazsınız kitaplarda. Deneyim ve deneyimleri yorumlama...