Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BENEKLİ YONCA

                  İnsan, ne zaman tanımaya başlar dünyayı? Tanıdım artık diyebileceği bir zaman var mıdır?  Mutluluğu yücelten dünyanın yaşamın diğer tüm duygularına kör olmasına anlam veremiyorum. Koskoca bir ömrü, mutluluğun içine sıkıştırmak çok yavan geliyor bana. Yaşamdan istedikleriniz, amacınız değiştikçe yaşamın seyri değişiyor. Ölüm, insanı yaşamla tanıştırıyor. Babamı kaybedince anladım. Özellikle de en sevdiklerinden birini kaybetmenin tesiri bambaşka. İlk zamanlar savunma mekanizmaları devreye girer. Elbette bunu anlayamazsınız olayın içindeyken. Her şey eskisi gibi olursa, giden gitmemiş olacaktır. Sanki hiçbir şey yok gibi yaşamaya çalışırsınız. Zaman geçince, giden babanın koltuğunu boş gördükçe, sofraya fazladan bir tabak daha getirmeye devam ettikçe bir gün zihninde şimşekler çakar. Bana babamı kaybettiğim gün, zaman geçtikçe acın dinecek demişlerdi. Dünyayı nasıl yorumluyorsak hissedilen ve algılanan o oluyor aslında. Babam hakkında ne kadar konuşursam, o kadar yaşaya

Sanatın Serüveni: Devrimler Çağı 19.Yüzyıl

                        Sanatın serüveni serisinin beşinci bölümü, Devrimler Çağı 19.Yüzyıl.  Bu dönemi birkaç başlık  altında inceleyeceğim. Döneme damga vuran; Romantizm, Oryantalizm, Gerçekçilik, Ortaçağcılık, Materyalizm akımlarıyla bu dönemi yorumlamaya çalışacağım. Öncelikle 19.yüzyıla kısaca bakalım. İyi okumalar. 19.YÜZYIL        Fransız Devrimi'nin etkilerinin görülmeye başladığı bir dönemdir, 19. yüzyıl.  Devrimin getirdiği akımlar, burjuva zevklerinin ortaya çıkmasıyla son derece politik ve kararlılığın sanata hakimiyetini görüyoruz. Devrimin sanatta ve edebiyatta ortaya çıkan "Romantizm" akımı Klasizm'e bir başkaldırı hâlindedir. Romantikler bireyin, tarihin ve ilerlemenin itici gücü olduklarına inanmaktaydılar. Klasizm'in kuralcılığına tepki olarak gelişen Romantizm, duygusallığı, akıldışı; mistizmin, simgesel ve sezgisel olanın, kuralcı ve akılcılıktan daha üstün olduğuna dair bir inanç beslemekteydi. Bu süreçte devrimin etkileri topluma yansıması sö

Victor Hugo-Bir İdam Mahkûmunun Son Günü Kitap Analizi

                Evrensel yazarlardan birisi olan Victor Hugo'nun eserlerinden biri, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü. Victor Hugo'nun bağlı olduğu akımı, edebi kimliğinden kısaca bahsettikten sonra kitabı inceleyeceğim.        Victor Hugo; 19.YY döneminde yaşamış, Fransız yazar. Romantizm akımına bağlı olarak eserlerini kaleme almıştır. Chateaubriand'ı örnek aldı. Politik kimliğini, yazdığı romanlarına yansıttı. Sefalet, toplumsal vicdan, sosyal adalet gibi konuları romanlarına yansıttı. İlk kurgu romanı, "Bir İdam Mahkûmunun Son Günü" adlı eserini 26 yaşındayken, Grêve Meydanı'nda tanıklık ettiği, idam cezasına çarptırılmış birinden etkilenerek yazmıştır. Romanın önsözünde V.Hugo şu satırları yazmış.   “ Bu kitabın ortaya çıkış nedenini anlayabilmemiz için önümüzde iki seçenek var: Ya gerçekten sefil bir adamın son düşüncelerini yazmış olduğu sararmış; düzensiz bir kağıt tomarı söz konusudur ya da bu adam; bir insana, sanatın yararına doğayı inceleyen bir hayalpe