Ana içeriğe atla

Her Yaşın Acemisiyim

             


    Dünya büyüktür benden, her yaşın acemisiyim. Küçücüktür dünya ben her yaşın acemisiyim. İnsanın elinde, sahip olduğu yegâne şey yaşamdır. İçine doğduğum aile tanımladı beni, içine doğduğum ülkenin insanıyım ben. Sıkışmışlık arasında. Kök salacakken hayata, kök salacak toprağımı aradım. Misafir olduğum bu diyarda, köklerimi salmalı mıydım? Her yaşımda bana dünya farklı görünürdü. Küçük bir kızken neşeyle bakardım. Renklerle bezenmiş bir yerdi. Okullu bir kızken arkadaşlık ilişkileri demekti. Ergenliğimde mutlu olmak demekti. Her yaşın acemisiyim, ben nereden bileceğim? Üniversiteliyken arayış çağımdı. Daha çok toy ve saf duygularını muhafaza edebilmiş bir kız. Ben dünyayı anlamamışım...Satırlarda ve düşüncelerde aradım kendimi. Nesnelerde, mekanlarda. Yeri geldi sığamadım kitaplara. Rüzgar yüzüme çarparken, yağmurlar boşanırken bedenimin üstünden, koşardım ben dünyaya. Ömrümü heba edecek olma korkusundan kaçardım. Bazen yaşıtlarımdan, bazen kendimden. Ezbere yaşayanlara, içinde doğduğuna değil; irademle kök salacaktım bu dünyaya. Nedir bu dünya? Allah'ım neden yaratıldım ben? İnsan ömrünün pamuk ipliğine bağlı olduğunu öğrendim. Avuçların içinden nasıl kayıp gidebildiğini. Dünyaya meydan okuyan, toplar, tüfekler icat eden ve hükmetme duygusuna sahip insanın sonunun nasıl olacağı ile tanıştım. Hiç yaşamamış gibi, hiç varolmamış gibi. Her yaşın acemisiyim, ben yaşamayı ezberlemek istemedim. Çocukluğumda renklerle bezeli dünyayı korumak istedim gençliğimde. Ancak öğrendim, siyahın, grinin tonlarının da olduğunu. Her yaşın acemisiyim, hiçbirinde bir önceki değilim. Derinlerde yüzmeyi severim, sığları ve bataklıkları sevmem. Kurur köklerim ben her şeye rağmen derinlerde yüzmeyi severim. Berraklığı, yalnızlığı ve temizliği. Çığlıklar içime içime haykırdı; bazense haykırırcasına kahkahalar attım. Yetişkin bir kadın olduğumda artık dünyanın her rengi olduğunu, hepsinin birbirini tamamladığını öğrendim. Coşkular dinmeye, akıl yükselmeye başlamıştı. Yaşamın grisiyle, siyahıyla, beyazı ve kırmızısıyla bir bütün olduğunu öğrendim. Her yaşın acemisiyim, ben nereden bileyim? Düşüncelerimle kök salacak, çiçekler açtıracağım. Kendi tohumlarımı sulayacağım. Kabullenmenin dinginliğinde, yaşamın arzuların gerçekleşmesinden değil; düşüncelerini inşâ ettiğinde başlayacağını bilerek. Misafirliğinin farkında ancak kök salma arzusuyla. Bir ağaç gibi, bir deniz gibi canlıların yaşam bulduğu bir insan olacağım. Benim dalımdaki çiçekler ve meyveler, herkes için. Paylaşmayacaksam çiçek açmamın ne önemi var? Takvimler çalarken ömrümü, dallarımda yeniden çiçek açacak. Düşünceler, satırlar arasında yeşeririm; dalgalarımla berraklaşırım. Eylemlerimi, sesim yapacağım. Sesim bendir. Betonarmelerin arasında sıkışıyorum, yapraklarımı açacakken çarptığım betonlar. Dallanıp budaklanacağım, çarpıyorum gündelik yaşamın sızılarına, bazen kendime. Çiçeklerim açamıyor, açamıyor çiçeklerim. Yapraklarım dökülüyor, dallarım kuruyor. Yapraklarım sararacak, dallarım kurayacak. Dökülmezse yapraklar, yenileri nasıl çıksın? Dönüşmeyen yaşam kurutmaz mı ağacın köklerini? Her yaşın acemisiyim; ben artık öğrendim çiçeklerimin de kurayabileceğini, sularımın çekileceğini. Toprağımı yeniden besleyebileceğimi; yeniden çiçek açabileceğimi de öğrendim. Yaşamak umrumdadır benim. O yüzden benim mücadelem. Tohumlarımı aramayı, ben seçtim. Başka türlü mümkün olamazdı. "Bak bunlar pembe güller, bu tohumları ek kendine." denseydi ben bunu reddedecektim. Bugün de yarın da. Ben renkgârenk açacaktım. Sümbüller, nergisler, güller, begonviller açacağım! Göğe değecek dallarım. Köklerim dışımdan güzel. Yaşamı, geleceği besleyen, köklerdir. Çünkü bir gün gelecek, kuruyacak dallarım, dökülecek yapraklarım. Ancak yaşam toprakta devam edecek, bu yüzden benim köklerim dışımdan güzel olacak. Her yaşın acemisiyim ben bir sonraki yaşımı nereden bileyim? Her yaşımda başkasıyım. Kavgası ve rüzgârıyla, güneşi ve yağmuruyla açacak dallarımda çiçekler. Her yaşın acemisiyim, ben geleceği nereden bileyim...

AHU MAH

Yorumlar

  1. Bu cümle beni düşündürdü.
    "Her yaşın acemisiyiz."
    Hatta her anın acemisi.
    Tahminlerimizin altüst olduğu anlar olmuştur hep.

    YanıtlaSil
  2. Yaşamanın da... Yorumunuz için teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat üzerine

       Hayat, doğduğumuz andan ölüme kadar süren sürecin ismi. Sayılı, sonu olan sahip olduğumuz bir değer. Çoğu kez anlamadan geçirilmiş yahut tüketilmiş olan şey. Hayatın ne olduğu üzerine bir şeyler söylemek için gencim. Ömrüm varsa daha hâlâ çok uzun yolum var. İnsanın ülkesi çocukluğudur. Dünyayı ilk tanıdığı evre. Hayatın sorumluluklarıyla tanışmamıştır bu süreçte. Eğlenceli ve toz pembe bir dünyadır. Kimisi için asla çocuk olamadığı bir evredir çocukluk. Her şeyin özgün bir anlamı vardır. Dolabın içi gizemli bir diyar, masanın altı başka bir evrendir. Annesi ve babası yanındadır. Anne ve baba insanın çocukluğudur. Dünyaya güvenebileceğin bir yerdir. Kimisi için bu evre hiç olmamıştır. Annesi babası sarmalamamıştır onu. O içinde bu öfkeyle büyüyecektir. Sevgiyle büyüyen ise herkesten sevgi göreceğine inanarak. Elbette yaşam hayalkırıklıklarıyla onları karşılayacaktır. Kurallar ile büyümüştür. Kimseyi üzme, şiddet uygulama, erdemli ol...Peki dış dünya? Ergenlik...

En Büyük Devrim, Kendini Devirmektir!

      Dünyaya geliyorsun, emekliyorsun. Oyunlar oynuyorsun, düşüyorsun kalkıyorsun. Çocuk oluyorsun, toplumla tanışmaya başlıyorsun. Büyüdükçe kendine yabancı olmayı öğreniyorsun. Toplumdan onay almak için davranışlarını, isteklerini oluşturuyorsun. Daha küçücük bir çocukken üstelik... Üniversiteyi kazanıyorsun sonra gelir mi ardından bir mezuniyet. Bir sürü bilgi doluyor zihnine ama hiçbiri sana seni öğretmiyor. Kendinin hakkında hiçbir fikir sahibi olamadan eline bir kağıt parçasını tutuşturuyorlar. Sonra kariyer sahibi oluyorsun. Şayet olursa bir de evlilik ve çocuk geliyor peşinden. Ömrünün sonuna geldiğinde insan dönüp bakıyor, bir ömür bir yabancıyla yaşamış. Öğrendiği bilgiler boş, Okuduğu kitaplar boş. Kimisi kendinden kaçmak için sloganlara sığınmış; kimisi ise koskoca bir ömrü olmak yerine nasıl görünürüm üzerine geçirmiş. Nefes alıp vermek, ölmemek midir yaşamak?        Davranışların arkasında takdir edilmek, onaylanmak ve sevilme arzuları ...

Uğruna Yaşamak

            İnsanı insan yapan nedir? İnsan nerede insanlaşır? Yeryüzündeki canlılar arasında farklılığımız nasıl ayırt edilir? Sahip olduğumuz en değerli şey nedir? Değer nedir?  Yazıma bu sorularla başlıyorum. Önce bu soruların zihnimizde bir cevabının olması gerekiyor. Temel ihtiyaçlarımız beslenmek, uyumak, barınmak... Peki bunlar bizi biz yapmaya yeter mi?   Duygularını, düşüncelerini, arzularını ifade edebilmek için dil denilen bir kavram üreten insan. Mağaranın duvarlarına resim çizerek "Ben buradayım ben de yaşadım!" düşüncesi, varolma arzusunu taşıyan insan değil de kimdir? İnsanı insan yapan, anlam değil midir? Sahip olduğumuz en önemli şey yaşamdır. Bebeklikten çocukluğa oradan gençliğe sonra yetişkinlik ve ardından yaşlılık. Yaşam önemli çünkü yaşadığımız hayat biziz. Bizim kim olduğumuzu belirleyen nasıl bir hayat yaşadığımızdır. Düşünebilmek ve düşünce üretebilmek insana hastır.  Şikâyet etmek ancak acizlere aittir. Bizi k...