Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Berberice bir şarkı: Idir-A Vava Inouva

          Mavi gezegenin ferdleri olarak, yedi kıtasına dağılmış bir şekilde yaşıyoruz. Her bölgenin kendine özgü bir kültürü var. İnsan, yaşadığı coğrafyanın ekseninde kendini, yaşamı anlamlandırma çabasında olan bir varlık. Bu yazımda dört yıl önce keşfettiğim Berberice bir şarkıdan bahsetmek istedim. Öncelikle Berberiler kimdir ve nerede yaşarlar bundan bahsedeceğim. Berberiler; Kuzey Afrika'da yaşayan bir halk. Kendilerine Amazigh diyorlar. Bir Arap boyu olarak tanımlansalar da, aslında Arap olmadıklarını belirtiyorlar. Kültür, edebiyat ve sanat gibi alanlarlarda Arap kültüründen ayrılmaktalar. Amazigh "özgür insan" anlamına geliyor. Kendilerini özgür olarak tanımlıyorlar. Fas, Cezayir, Tunus, Mısır, Mali, Nijer, Mauretania'da dağınık grup hâlinde yaşıyorlar. Dilleri Afro- Asya dil ailesi içerisindeki Amazigh sınıflandırılıyor. Günümüzde göçebe hayata devam etmekteler. Kısaca Berberileri tanıdıktan sonra bu güzel şarkıya geçelim. A Vava Inouva şarkısını, Idir tara

Öykü: Yabancı, Berduş'u Tanıyor (Bölüm 3)

         O gece, uyudum orada. Ertesi gün uyanınca, aramızda bir diyalog geçti.     Kitapçı Adam: " Tekin, sana İstanbul'u tanıtacağım. Şehri tanımaya başladıkça, tanıyacaksın kendini, tanıdıkça kendini, şehri tanıyacaksın." Böyle başladı yolculuğu Berduş'un. Berduş: "Kumarbazları tanıdım, sokakta yatan insanları, mendil satan çocukları, şehrin görmek istemediği herkesi tanıdım. Şehrin kirini isini gördüm. Konuştum onlarla. Çehrem, tanınacak hâlde değildi, sakallarım ve saçlarım örtmüştü yüzümü. Kimse tanımıyordu artık beni. Unutulmuştum. Varlıklarından haberimin olmadığı insanları tanıdım. Dünya küçük, dünya kocaman bir yer ayrı zamanda.Yirmi iki yılım okulda geçmişti. Ancak son kırk yaşından, elli yaşıma kadar gördüklerimin sonunda hiçbir şey bilmediğimi öğrendim. Bir sürü teori, bir sürü bilgi. Hiçbiriyle temas edemediğim tonlarca kitabî cümle. Kim olduğumu bilemeden geçirdiğim kırk sene. Ben o kırk yaşından sonra doğdum. Dostoyevski, neden büyük yazardır bili

Öykü: Berduş'un Hikâyesi (Bölüm 2)

            Aradan uzun bir zaman geçti. Üç ay, düzenli olarak kayıkhaneye gidiyordu Yabancı. Berduş'u arıyordu. Bulma ümidini yitirecekken, arkadan bir ses.  Berduş: "Ah Yabancı! Hiç pes etmeden, üç ay beni aradın demek!"  (Gülümseyerek) Yabancı: "Berduş, sonunda! Nerelerdesin?" Berduş: "Neden aradın beni bu kadar? Gel bir çay içelim, konuşalım." (Kayıkhanede oturdular.) Yabancı: "Söylediklerin kafamı karıştırdı. Konuşmak istiyorum seninle." Berduş: "Sadece o değil, eksik söylediğin bir şeyler var. Merak güdüsü, seni buraya kadar getiren. Hikâyemi öğrenmek istiyorsun. Akşam Sıraselviler'de bulaşalım. Bugün olmaz yarın." Yabancı: "Olur." dedi ve kalktı. Yarın oldu, Sıraselviler'de buluştular, Cihangir'e doğru yürüdüler. Bodrum katında bir sahafa geldiler. Etraf karanlıktı, Berduş, gaz lambasını çıkardı. İskemleleri çektiler. Berduş: "Kahve demledim, içer misin Yabancı?" Yabancı: "İyi, olur."

Öykü: Sahildeki Yabancı (Bölüm 1)

            Masadaki tüm kağıtları öfkeyle yere attı. Patronuna veremediği tepkiyi, kendi odasına giderek veriyordu. Beklediği terfiyi alamamıştı. Çok çalışıyor, çaba sarf ediyordu fakat tüm bunlara rağmen kademesini yükseltemiyordu. Pasif agresif hâli, aslında en çok kendisini yoruyordu. Vermek istediği tüm tepkiler içinde biriktikçe büyüyordu. Saat 18:00 olmuştu, işten çıktı. Metroya bindi, İstanbul trafiğinden ötürü araba kullanmıyordu. Herkesin suratı asık, kimisinin kulaklarında kulaklık var; hayallerinde var oluyor. Kimisi telefona bakıyor. Kimi de metrodaki ekrana bakıyordu. Herkes, o ortamın dışında var oluyordu. Herkes orada ama orada değil. Parfüm ve ter kokuları birbirine karışmış, bildiğiniz iş çıkışı saati. Metrodan indi, yürüyen merdivenlerden yukarı çıktı. İtiş kakış merdiven sırası bildiğiniz gibi. Çıktıktan sonra, evinin yakınlarındaki sahile gitti. Kaşları çatık, ağzını sımsıkı büzmüş. Sessiz çehresinin içinde uğultulu sesler. Ceketini cıkarıp, kravatını gevşetti. Den